• 沒有找到結果。

Anlamı Sözcüklerden Biri Üzerinde Yoğunlaşan İkilemeler

III. BÖLÜM: ANLAM BAKIMINDAN İKİLEMEYİ KURAN SÖZCÜKLERLE İKİLEME ARASINDAKİ

III.4 Anlamı Sözcüklerden Biri Üzerinde Yoğunlaşan İkilemeler

‘Ölüm kalım (meselesi)’, ‘öle dirile’, ‘ucuz pahalı demeden’,

‘erinde gecinde’, ‘gerekli gereksiz’ ve ‘düşmez kalkmaz (bir Allah)’

örneklerinde ikilemelerin anlamının tek sözcüğe odaklandığı görülür.

Bu örneklerden anlaşıldığı gibi, anlatım daha çok olumsuzluk taşıyan sözcük üzerinde yoğunlaşabilir. Çünkü burada amaçlanan husus, işin veya durumun önemi, ciddiyeti veya aciliyetidir. Zıddıyla

51 Bkz. II. Dizin, 018, 019, 227, 180.

birlikte ifade edilince, anlatım daha da güçlü ve inandırıcı bir etki bırakmaktadır. Dolayısıyla ‘ölüm’, ‘öle’ sözcükleriyle işin ciddiyeti, aciliyeti vurgulandığı gibi, ‘pahalı’ sözcüğüyle de yetinme duygusu dile getirilir. Benzer bir mantıkla ‘erinde gecinde’ veya ‘gerekli gereksiz’ denildiğinde, kastedilmek istenen doğal olarak, işin nasıl istenmeyen bir sonuca varabileceği, davranışın ne kadar uygun olmadığıdır. ‘Düşmez kalkmaz bir Allah’ de oldukça mantıklı bir ifadedir; ‘düşmez’ bir özellik taşıdıktan sonra elbette ‘kalkmaya’

artık gerek kalmaz. Böylece Allah’ın ebedi varlığı, yüceliği daha da güçlü bir anlatımla aktarılmaktadır.

Çincedeki durum da Türkçeye benzer. Anlamı tek sözcüğün üzerinde yoğunlaşan ikilemelere ‘ 偏 義 複 詞 [pian1 i4 fu4 ts2]’ denir. Aslında ‘emniyetli, güvenli’ ile ‘tehlikeli’

sözcüklerinin birleşmesiyle oluşan ve ‘tehlikeli durum’ anlamına gelen ‘

安 危 [ an

1

uei

2

]

’, ‘unutmak’ ile ‘hatırlamak’tan oluşan, artık ‘unutmak’ anlamındaki ‘

忘記 [ ua

4

ti

4

]

’, aslında ‘durumun iyi ya da kötü olması’ anlamında olan, artık ‘can kaybına neden olabilen kaza’ anlamıyla olumsuzluk kavramı üzerinde yoğunlaşan

好歹 [ xau

3

tai

3

]

’ ve ‘ölüm kalım meselesi’ anlamına gelen ‘

存亡 [ tsun

2

ua

2

]

’.52

“Karşıt anlamlı sözcüklerle kurulan ikilemenin anlamı neden tek sözcüğe odaklanır?” sorusuna şöyle cevap verilebilir:

1) Doğrudan olumsuzluktan söz etmeyi sakıncalı görmekten doğan dolaylı anlatıma duyulan gereksinim: ‘Yerli yersiz (davranışlar)’ ifadesinde de görüldüğü gibi, aslında ‘yersizlik’

52 Bkz. II. Dizin, 003, 219, 227, 187.

kastedilir; ama karşı taraftakinin üzülebileceği düşünülerek ifadeye olumluluk katmak suretiyle sözdeki kırıcılık azaltılır.

2) Beklentinin olumluluk taşıyan sözcüğe saklanabilmesi: Durum ne kadar zor olursa olsun insanlar yine de ümitsizliğe kapılmayıp güzel bir sonuca varmayı bekler. Bu tür ikileme hem işin kötü taraflarını hem de insanın gizli beklentisini ifade etmeye yardımcı olur. ‘Ölüm kalım meselesi’ ikilemesinde görüldüğü gibi, ortada ölüme yol açabilecek bir durum olmasına rağmen insan, tüm gücüyle hayatta kalmaya çalışır.

3) “Yeryüzünde hiçbir şeyin niteliği kesin değil, her şeyin niteliği bir başka şeyle karşılaştırılarak belli olur” yaklaşımının etkisi:

Bu düşünce tarzı, tahminen Konfüçyüs döneminde (M.Ö.

551-479) yaşamış, büyük Çin düşünürlerinden ‘ 老 子 ( lau3 ts3)’ tarafından “有無相生,難易相成,長短相形,

高 下 相 傾,聲 音 相 和,前 後 相 隨” sözleriyle dile getirilmiştir.

Düşünüre göre “var-yok; zor-kolay; uzun-kısa hem birbirine karşıt olup, hem de bu karşıtlıktan doğarlar. Eğriliğin ölçüsü, yükseklik ve alçaklığın aynı zamanda mevcut olmasıyla belli olur. Uyum, ses, tonların ahenkli bir biçimde çıkmasıyla sağlanır. Süreklilik ise, ‘önce’ ile ‘sonra’nın mevcut olmasından doğar.”53 Çinliler, bu karşılaştırmacı felsefenin etkisi altında kalarak bir şeyin, bir kimsenin, bir nesnenin veya bir durumun olabileceği birbirine zıt durumu, karşıtlığı, hatta tutarsızlığı, her iki sonuçsal açıdan nitelemeyi, göz önünde

53 Bu sözde bizce ‘ses, ton’ anlamına gelen ‘聲 音 [1 in1]’, birbirine tam anlamıyla karşıt bir anlama gelmez; dolayısıyla karşıt anlamlı ikileme değil, yakın anlamlı ikileme sayılabilır.

bulundurmayı tercih edebilmektedirler.54

Sonuç olarak hem çağdaş Türkiye Türkçesinde hem çağdaş Çincede anlam bakımından karşıt anlamlı ikilemeyi kuran kelimeler ile ikileme arasındaki ilişkinin çok yönlü bir biçimde bulunması, bu iki dilin anlatım zenginliğine kuvvetli bir kanıttır.

Karşıt anlamlı ikilemeyi kuran sözcüklerle ikileme arasındaki anlamsal ilişki incelenirken, bir başka dikkat çekici durumu da belirtmekte fayda vardır: Hem Türkçede hem Çincede var olan aynı anlamdaki sözcüklerle kurulan ikilemelerin işlevleri farklı olabilmektedir. Yani her iki dilde de, yapısı aynı olan ikilemeler için kendilerine has yorumları mevcuttur. Söz gelişi Çincede de ‘el’ ile

‘ayak’ veya ‘el’ ile ‘pençe’ kelimelerinden oluşan ‘

手 腳

[

ou

3

tiau

3]’, ‘

手 足

[

ou

3

tsu

2]’ ikilemeleri bulunduğu hâlde, ‘

手 腳

[

ou

3

tiau

3]’ ya ‘hareketler, eylemler’ ya da ‘kandırmaca, hile’

anlamına, ‘

手 足

[

ou

3

tsu

2]’ ise ‘kardeş(ler)’ anlamına gelir.

‘Büyük’ ile ‘küçük’ kelimelerinden oluşan ‘

大 小

[

ta

4

iau

3]’

ikilemesinin Çincedeki yorumu şöyledir: Ya ‘boy; beden; boyut’ ya

‘büyükler ile küçükler; yetişkinler ile çocuklar’ ya da ‘önemli ve önemsiz (işler)’.55

Bizce bu, dil mantığı bakımından iki dilin bağımsızca, ayrı ayrı gelişmiş olduğuna dair bir göstergedir.

Sonuç olarak hem çağdaş Türkiye Türkçesinde hem çağdaş Çincede anlam bakımından karşıt anlamlı ikilemeyi kuran sözcüklerle ikileme arasındaki ilişkinin çok yönlü bir biçimde

54 王鐘坤。<從偏義複詞看中國傳統思維方式>。《桂林師範高等專科學校學報》。

第17 卷第 2 期(2003 年 6 月):頁 20-23。

55 Bkz. II. Dizin, 122, 123, 131.

bulunması, bu iki dilin anlatım zenginliğine ilişkin güçlü bir kanıttır.

IV.

BÖLÜM: KARŞIT ANLAMLI SÖZCÜKLERLE